18 Nisan 2014 Cuma

A be kaynana naptın bize!

Sevgili can ciğer kuzu sarması yeni evli kaderdaşlarım. Biricik aşkınızla evlendiniz, evinizi cicili bicili döşediniz, gelsin özgürce gezmeler sevişmeler, gitsin bol dinlenceli tatiller. Sabah kocam güzel görsün diye süslenmeler, pazar sabahları öğlene kadar yatakta kikirdeşmeler :)

Gün gelecek muhterem kayınanalar bebek de bebek diye dil dökmeye başlayacak, sen de hayallere dalacaksın. Bu mutluluk yuvasını bebekle şenlendirmek, pembeli mavili bebek odası isteyeceksin. Mağazalardaki bebek kıyafetlerini gördükçe, kendini bembeyaz danteller içinde kucağında minik bir bebekle hayal edeceksin, aynı resimlerdeki gibi; mutlu ve mükemmel.

Amma velakin o fotoğraf karesi bebekli hayatın çok ama çok ufak bir sahnesi. Gerçeği saçın başın dağınık, ter kokan, gözleri çökmüş, feci yorgun ama eğer mutlu olduğunu gösterecek enerjisi kaldıysa gülen bir anne fotoğrafı olacak. Anne olmak günde birkaç kez sadece iki dakikalığına çiş molası vermek için duran, gece gündüz daima yol alan bir trende gitmek gibi. Baş döndürücü hızda ve gürültülü. Sanki zamanda sıkışıp kalmışsın, her gün aynı günü yaşıyormuşsun ve hafta sonu tatili hiç gelmiyormuş gibi...

Bunaldığım anlarda kafam nasıl saçmalıyorsa artık, arebesk müzik eşliğinde a be kaynana naptın bize naptın bize diye şarkı söylüyor beynim. Bir yandan da kalçalarım oynuyor ağır ağır... Hem ağlarım hem giderim gelini gibi, anne olduğuma hem sevinirim hem dövünürüm ben de. Ve bu şarkı da kesinlikle her iki duyguyu da içinde barındıran tek şarkı.

Peki o zaman haydi hep birlikte:

A be kaynana naptın bizeeee


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder